19 Jan
Hayvanlar öldürülsün diye ATATÜRK'ü kullanan ŞER GÜRUHU, Atatürk’ü ve dönemini karalamak için de hayvanları kullanıyor!

1932’de yayımlanan tamim ile Atatürk’ü örnek gösterip karalamaya çalışan karanlık zihniyete karşı dikkatli olalım!

O dönemlerde kuduz aşısı henüz geliştirilme aşamasında olduğundan, 1932'de hayvanların öldürülmesini içeren TAMİM çıkarılmış. ŞER GÜRUHU, 1932'de AŞI olmadığı için çıkarılan O TAMİMİ, AŞININ üst düzeyde geliştirilmiş olduğu 2024 yılında Hayvanlar Öldürülsün diye kullanıyor! 

Atatürk dönemini ÖRNEK gösterip Atatürk’ü de Karalıyor! 

Nihal Kasa/HayFed Bşk.

 ===============

1932 yılında yayınlanan TAMİM hk BİLGİLENDİRME ( Sonuna kadar OKUYUNUZ)

 Tamimin yayınlandığı 1932’de kuduz aşısı henüz geliştirilme aşamasındaydı. Bugün, cahiliye devri kalıntısı şakiler o dönemde yayımlanan tamimi, günümüzde en ileri düzeyde geliştirilmesi tamamlanmış olan kuduz aşıyla bağdaştırarak hayvanların öldürülmesini meşrulaştırmaya çalışıyorlar! Kuduz hastalığı yüzyıllardır bilinmesine rağmen 19. yüzyıla kadar kesin bir tedavisi yoktu. 1885’te Louis Pasteur tarafından geliştirilen kuduz aşısı için Paris’te bir enstitü kuruldu. Türkiye’de ise 1923-1950 yılları arasında kuduz, frengi, çiçek, veba, kolera gibi birçok salgın hastalığa karşı aşı üretildi ve geliştirildi. 1937’de ülkemizde ilk kez kuduz serumu üretilmeye başlandı. O dönemde üretilen semple tipi kuduz aşısı, ülkenin dört bir yanındaki aşı merkezlerine sevk edildi. 1950’lere kadar yaygınlaşan bu merkezler sayesinde, artık insanlar aşının ayağına gitmiyor, aşı onların ayağına gelmeye başladı. Böylece tedavide başarı oranı arttı ve 1934’ten itibaren hayvanlara da kuduz aşısı uygulanmaya başlandı. 1968’de kuduz, tetanoz, gazlı gangren, difteri ve şarbon için serum çiftliği kuruldu. Özetle, 1932’de kuduz aşısı halen geliştirilme aşamasındaydı ve ülke genelinde yaygın aşı merkezleri bulunmuyordu. O dönem insanlar aşıya ulaşmak için merkezlere gitmek zorundaydı. 

Bugün ise kuduz aşısı en ileri seviyede geliştirilmiş olup ülkenin her yerinde uygulanabilmektedir. 

Bilim, aşılama ve kısırlaştırmayla üremeyi kontrol altına al diyor! 

Atatürk bugün yaşasaydı, hiç şüphesiz bilimin ışığında ‘Kısırlaştır ve aşıla!’ derdi. 

Çünkü Atatürk

,"Hayatta en hakiki mürşit bilimdir, fendir. Bilim ve fenden başka kılavuz aramak gaflettir, bilgisizliktir, doğru yoldan sapmadır." 

"Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse, bilimi seçin." diyerek bilimi rehber edinmenin önemini vurgulamıştır.

Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.